Anadolu Feneri
|
|
İstanbul'un Beykoz ilçesine bağlı ilçe merkezine 15 km uzaklıkta karşı yakada Rumeli Feneri'ne 3 km uzaklıkta bulunan Anadolu Feneri ismini boğaz geçişlerinde gemilere yol gösteren fenerden alır. Şehrin gürültüsünden uzaklaşmak için günibirlik kaçamak yapılabilecek bir yerdir.
Köyün geçim kaynağı balıkçılıktır. İstanbul'un kuzeyinde bulunan köylerin birçok özelliği burada da mevcuttur. Köyde küçük restaurantlarda taze balık yiyebilip eşsiz manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Anadolu Feneri Köyü'ne ulaşmak için toplu taşıma araçlarını kullanacaklar Kavacık'tan kalkan 15D numaralı İETT otobüsüyle köye ulaşabilirler. Özel araçlarıyla gidecek olanlar Beykoz'a gelip tabelaları takip ederek ulaşabilirler. Köyün yolları pek iyi olmadığından konforsuz bir yolculuk sizi beklemektedir ve dikkat olmanız gerekmektedir. Anadolu Feneri'ne gelirken kesinlikle fotoğraf makinanızı getirmenizi öneririm.
Mevcut olduğu tepeden boğazın girişini ve alttaki koya hakim konumuyla size güzel fotoğraflar çektirebilecektir. Anadolu Feneri'ne tüm ulaşım zorluklarına rağmen kesinlikle bu şirin köyü görmenizi, bulunduğu coğrafyadaki temiz havayı solumanızı öneriyorum. Karadenizin hırçın dalgalarının bulunduğu tepenin eteğini dövdüğü bu köy ve sahip olduğu koya şu sıralar balıkçı limanı yapılmasına başlanmıştır. Elinizi çabuk tutup zaten sayılı olan İstanbul'daki doğal güzelliklerin bir tanesi de eksilmeden kesinlikle gidip görmenizi öneriyorum.
istanbul'un anadolu yakasınd ıssız bir balıkçı köyü. geçen yaz gittim, şehrin içinde şehirden bağımsız ayrı bir yer gibi.
YanıtlaSilEn son gittiğimde yolları berbattı. Doğalgaz çalışması vardı. Şimdi ne alemde bilmiyorum ama güzel sevimli sessiz şirin bir köy. Dalga seslerini duymak için bile gidilebilir.
YanıtlaSililk defa 2013 ün eylül ayında gittim.resmen aşık oldum.huzur sizi orda bekliyor.yolları yapılmış çok güzel olmuş.önce kendin pişir kendin ye tarzı salaş bi piknik yeri,sonra caminin balkonunda resim seansları,sonra kaptanın yerinde fırında tahin helvası derken manzara bizi öldürdü desem yeridir,harikaydı.fırında ve güveçte tahin helvası yazın hiç gitmiyor hatırlatıyım :) sonra araba yoluyla sahile beton iskeleye indik.ayaklarımız suda dolandık baya,su çok temiz ama etraf insanların duyarsızlığından pislenmiş yazık ama kurtarılamaz değil tabi.son olarak da taşlıhan restorantta bi akşam çayı içip geri döndük,burası da güzel gidilir tavsiye edilir,sabahtan akşama kadar bir gününüzü buraya ayırmanız yeterli,küçük bir köy olduğu için sabahtan akşama kadar gezebiliyorsunuz.gidin görün huzuru hissedin,özellikle yazın gidin,manzara sizi çook uzaklara götürecektir,iyi seyirler..
YanıtlaSil