Kleoptra Plajı, Alanya Kalesi’nin etekleri boyunca uzanır. Girişinde Damlataş Mağarası vardır. Damlataş Mağarası’na müze kartı ile girilebilmektedir. 
Kleoptra Plajı’nın adı mitolojik zamanlardan gelmektedir. Kleoptra buraya her geldiğinde bu plajdan denize girermiş. Sahili oldukça temiz olan Kleoptra Plajı, Türkiye’dekimavi bayraklı plajlardan biridir. Mavi bayrak almasının en büyük nedeni, sahilinin ve denizinin temiz olmasıdır. Denizine girildiğinde, ayaklarınızı görmeniz mümkündür. 
Çeşitli dalış faaliyetlerine katılırsanız, balıklarla birlikte yüzebilirsiniz. Çeşit çeşit balıkları görerek ufkunuzu biraz daha genişletmiş olursunuz. Bunun yanında Kleoptra Plajı’na giriş ücretsizdir. Kendi şemsiyeniz ile birliktede sahilinde dilediğiniz gibi tatilinizi yapabilirsiniz. Karnınız acıktığında size cevap verebilecek birçok büfesi bulunur. İstediğiniz her şeyi bu büfelerden temiz edebilirsiniz. Kumları oldukça değerlidir. 
Çünkü çok nadir bulunan bir kuma sahiptir. Bu yüzden sahili sıkı bir şekilde koruma altındadır. Buradan Güneş’in batışını seyretmek oldukça zevklidir. Gökyüzünün verdiği renkler Güneş batımında oldukça güzeldir. Turistler bu eşsiz kumsalı görmek için her sene Kleoptra Plajı’na akın ederler. Yerli turistlerden çok yabancı turistler burayı tercih eder. Konaklama için kalabileceğiniz birçok otel vardır. Kışında bazı aylarda da burada denize girilebilir. 
Özelliklede yabancı turistler Kleoptra Plajı’nın güzelliklerinden daha farklı faydalanmak için kış aylarında burayı tercih ederler. Kış mevsiminde sahili daha tenhadır. Kleoptra Plajı’nda tekne turlarına katılabilirsiniz. Ayrıca birçok faaliyetten faydalanmak mümkündür. Tekne turlarının yarattığı olumsuz durumlarda bulunur. 
Tekne turundaki insanlar çeşitli çöplerini çekinmeden denize bırakırlar. Ülkemizde çok nadir bir deniz ve kumsal sergileyen Kleoptra Plajı bulunamayacak güzellikte bir plajdır. Özellikle de jet ski gibi aktivitelerden bol şekilde yararlanılır. Sizinde istediğiniz biraz huzur ve kusursuz bir tatilse Kleoptra Plajı’nı ziyaret etmelisiniz.
Kleopatra Plajı
23:45

Kleopatra Plajı

Asya ve Avrupa kıtaları ayıran sınır olan İstanbul Boğazı, İstanbulda gezilecek yerler listesinde ilk sırada gelmektedir. Yapacağınız boğaz turuyla kısa zaman içerisinde bir çok eşsiz güzelliği, yalıları, sarayları, köprüleri, evleri, hisarları ve görülmesi gereken birçok yeri görebileceksiniz.
İstanbul dışından gelip ilk kez İstanbul’u gezeceklerin yanı sıra İstanbul’da oturanların da ömürlerinde en az bir kere yapması gereken İstanbul Boğaz Turu, birçok tur şirketi ile şehrin farklı yerlerinden kalkan motor veya vapurlarla düzenlenmektedir. İstanbul’da her zaman vakti olanlar için Boğaz Turu’nu bahar ve yaz aylarında yapmaları tavsiye edilir. Soğuk günlerde İstanbul Boğazı’nda esen soğuk rüzgarlar turunuzu tekne içinde geçirmeniz zorunda bırakacak.
Bu da görüş açınızı ve boğaz havasını tam anlamıyla almanızı engelleyeceğinden, havanın güzel olduğu günlerden birinde İstanbul boğaz turu yapınız. İstanbul dışından birkaç günlüğüne İstanbul’u gezmeye gelenler içinse kısıtlı zamanları olduğu için pek tercih şansı kalmıyor. Yaklaşık 10 – 15 lira arasında İstanbul’da boğaz turu yapabilirsiniz. Yada özel olarak kiralayabileceğiniz teknelerle boğazda tur, düğün, nişan, doğum günü, kahvaltı, iş yemeği gibi organizasyonlar yapabilirsiniz. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak ve rezervasyon yaptırmak için  www.bogazturu.com sitesini ziyaret edebilirsiniz.

İstanbul boğaz turu yapan Turyol Eminönü’nden saatte 1 kalkışlı olarak 12 lira karşılığında size İstanbul boğazını gezdirmektedir. Aynı tur şirketinin Üsküdar kalkışlı tur ücreti 10 liradır. Kadıköy’den hafta sonlarında düzenlenen 4 seferin ücreti de 12 liradır. İstanbul şehir hatları Kış aylarında sadece kısa turlar düzenlemektedir. Eminönü ve Ortaköy kalkış olan bu turların ücreti 10 liradır. Uzun turlar ise yaz aylarından düzenlenmekte olup Eminönü’nden Anadolu Kavağı’na kadardır.
Sırasıyla Eminönü, Beşiktaş, Kanlıca, Sarıyer, Rumeli Kavağı’nı izleyen tur Anadolu Kavağı’nda son bulmaktadır. Sadece gidişin 15 lira olduğu boğaz turuna gidiş-dönüş için 25 lira vermeniz gerekmekte. Dentur motorları Beşiktaş ve Kabataş iskelelerinden 12,5 lira karşılığında günde bir sefer düzenlemektedir. Yaz aylarında bu kalkış yerlerine Avcılar ve Üsküdar’da eklenmektedir. Yapacağınız İstanbul Boğaz Turu sayesinde boğaz havası almanın yanı sıra tarihe tanıklık eden muhteşem saraylar, yalılar, kalelerin yanı sıra görülmesi gereken koruları da denizden görebileceksiniz.
Eminönü’nden başlayan bir boğaz turunda Avrupa yakasından sırasıyla Galata Köprüsü, Galata Kulesi, Karaköy, Kabataş, Dolmabahçe Sarayı, Beşiktaş, Yıldız Parkı, Ortaköy, Kuruçeşme, Arnavutköy, Bebek, Rumeli Hisarı, Emirgan, İstinye’yi görebileceksiniz. Anadolu yakasından ise Mihrabat Korusu, Anadolu Hisarı, Kandilli, Çengelköy, Beylerbeyi Sarayı, Fethi Paşa Korusu ve Üsküdar’ı görebileceksiniz.
Yukarıda sayılan turların hepsi kısa boğaz turu yapmaktadır. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne kadar gelip karşı yakaya geçerek tur son bulmaktadır. Sizlere tavsiye uzun turu seçmeniz olacaktır. Böylece boğazın kuzey taraflarını da görme olanağına sahip olacaksınız. Yaz aylarında Güneş’in biraz daha geç batması sebebiyle kullanımı daha uygun olacağından saat 18:05’te Eminönü’nden kalkıp Anadolu Kavağı ve Rumeli Kavağı’na kadar devam eden şehir hatları vapuruna binerek 1,5 saatte tüm boğazı görmüş olabilirsiniz.
Ücreti normal akbil ücretine eş olan bu ulaşım aracı sizlere geri dönüş imkanı sunmasa da Sarıyer’de inerek Sarıyer Börekçisi’ni de ziyaret edebilirsiniz. Herkesin ömründe en az bir kere yapması gereken İstanbul Boğaz Turu, sizi İstanbul’a bir kez daha aşık edecektir.
Boğaz Turu
23:18

Boğaz Turu


Ölüdeniz Muğla’nın Fethiye ilçesinin koyunda denizden bağımsız bir gölü andırır. Ölüdeniz denilmesinin sebebi çok durgun ve dalgasız olmasıdır. 
Yamaç paraşütü sporuyla da adını duyurmuş olan Ölüdeniz’i bu nudenden dolayı, pek çok turist Fethiye Ölüdeniz’i tercih eder. Suyunda pek fazla canlı yaşamaz. Bunun sebebi suyunun aşırı tuzlu olmasıdır. Tuz oranı fazla olduğu için, yaranız varsa tercih etmemelisiniz. Bu yara tuz sayesinde iyice açılabilir. Bunun yanında Ölüdeniz’de dalış yapmak, yat turları ile değişik koyları gezmek oldukça meşhurdur. 

Plajı çakıldır. Kum bekleyenlerin hüsrana uğramaması gerekir. Ne olursa olsun görülmeye değer bir denizi vardır. Mavinin bütün tonlarını içinde barındıran bir denize sahiptir. Tekne turlarını da tercih ederek, görmediğiniz yerleri keşfedebilirsiniz. Ölüdeniz genelde İngiliz turistlerin göz bebeği olmuştur. Her yerinde çok fazla İngiliz turiste rastlanır. 

Bu durum beraberinde fiyatların biraz yükselmesini getirmiştir. Çevresindeki oteller biraz pahalı gelebilir. Fakat alternatif olarak çadır kurulabilir bir yerdir. Buna nazaran tekne turları pahalı değildir. Her türlü ihtiyacınızı karşılayabileceğiniz, ufak dükkanları bulunur. Bu dükkanlardan istediğiniz gibi alışverişinizi yapabilirsiniz. 

Tatil yapmak için en elverişli ayları Haziran ve Eylül ayıdır. Hatta Ekim aylarında da hava elverdiğinde Ölüdeniz'de denize girebilirsiniz. Ağustos ayında çok sıcak olur. Eylül ayında şansınıza yağmur yağarsa, Ölüdeniz inanılmaz güzelliğe bürünür. Cennet köşesinde yeşillik alanlarda mevcuttur. Gece eğlenmek isteyenler için bar ve cafe tarzı yerler bulunur. Ölüdeniz her yaş gurubundan insanın tatil anlayışına cevap verir. 

Son zamanlarda denizinin kirlendiği gözlemlenmiştir. Bunun nedeni yat turlarına katılan insanların her türlü çöpünü denize bırakmalarıdır. İnsanlar gezip, eğlenebileceği, aynı zamanda kafa dinleyerek stres atabilecekleri yerleri, gözlerini kırpmadan bozmakta bir sakınca görmüyorlar.

Bu insanlık ayıbının önüne geçebilmek için her gidildiğinde çevremizdeki çöpleri kaldırarak kendimize göre doğal güzelliklerin korunmasında katkıda bulunabiliriz. Fethiye'ye gidenler bir diğer yazımıda bahsedilen Kelebekler Vadisi'ni ziyaret edebilirler.
Ölüdeniz
21:51

Ölüdeniz

Düden Şelalesi, Antalya il sınırları içerisinde ve Antalya’nın 15 km kuzeyinde yer alıp insanı büyüleyen bir doğa harikasıdır. 
Düden Şelalesi coğrafi konumundan ve doğal güzelliğinden ötürü, birçok turiste ev sahipliği yapar. Şelalenin yüksekliği 38 metredir. Şelalenin çevresinde bol miktarda yeşillik bulunur. Adeta bir cennet görüntüsünü andıran Düden Şelalesi’nin alt kısmında mağara vardır. Bu mağaranın içi ıslak ve yosunludur. Fakat mağaraya girip şelalenin inanılmaz sesinin dinlemek size daha fazla zevk verir. 
Düden Şelalesi'nin arka kısmında da bir dilek ağacı vardır. Şelalenin etrafında otururken üşüyebilirsiniz. Suyu çok serin olmakla birlikte, ferahlamak isteyen turistlere de değişik bir alternatiftir. Şelale çevresinde karnınızı doyurabileceğiniz restoranlar, oturup çay kahve içebileceğiniz kafeler bulunur. Piknik alanı da mevcut olduğundan, turistler buradan gayet memnun ayrılırlar. Düden Şelalesi’nde eskiden çocukların hakim olduğu toplu gruplar, buradan kendilerini bırakarak serinlemeye çalışıyorlardı. Fakat güvenlik nedeni ile tehlikeli bir durum olduğu için, artık bu duruma izin verilmemektedir. 
Suyunun oldukça serin olması, yaz sıcağında insanları cezp etmektedir. Düden Şelalesi’ne tepeden bakıldığında dibini göremezsiniz. Bu da oldukça ürkütücü bir durum olarak gözükse de görsel olarak da gayet tatmin edici bir doğa harikasıdır. 
Doğa harikası olması nedeni ile 1970li yıllarda milli park olarak tanımlanmıştır. Antalya Düden Şelalesi koruma altına alınmış ve piknik yerleri de ilave edilerek, insanların hizmetine sunulmuştur. Son zamanlarda çevreninde buna katılması ile Düden Şelalesi’nin suyu daha az akmaktadır. Doğanın verdiği zararlar, doğal güzellikleri bozmaya yönelik çalışır. Yağmurlu havalarda tekrar çağlayan Düden Şelalesi, alınan tedbirlerle daha dikkatli korunmaya çalışılıyor. 
Cennetten bir köşe olan Düden Şelalesi, güzelliğinden ve doğallığından bir şeyler kaybetmeden görülmeye değer bir cennettir. Gittiğinizde hayran kalacağınız, şelalenin akarken oluşan sesini bir daha unutamayacağınız bir gerçek.
Düden Şelalesi
23:27

Düden Şelalesi

Muğla’nın Marmaris ilçesine bağlı olan Sedir Adası Türkiye’nin Hawai’si olarak isimlendirilen Ege Denizi’ndeki inci adalardan biridir. 
Diğer adı Cleopatra olan bu adanın antik zamanlarda Cleopatra’ya hediye edildiği rivayetler arasındadır. Kumları çok değişik ve dikkat çekicidir. Sedir Adası’ndaki plajlardan kum alınması kesinlikle yasaktır. Çok değerli olan kumlarının Mısır’dan getirildiği rivayet edilir. Kleopatra Adası’ndaki kumların üstünüzde dışarı çıkmaması için çıktıktan sonra muhakkak duş alınmalıdır. 
Kumları adeta boncuk gibidir ve insan tenine yapışmadığı bilinir. Bu kumların en büyük özelliği ateşte yanıyor olmasıdır. Sezar’ın, Cleopatra’ya evlilik teklifini kabul ettiği için getirttiği kumlar Sedir Adası’nın en önemli özelliğidir. Sedir Adası’na giriş ücretlidir. Müze kartı ile de giriş yapılabilinir. Antik çağlara ev sahipliği yapan Sedir Adası’nda antik tiyatro kalıntıları oldukça dikkat çekicidir. Apollon tapınağının da kalıntıları hala görülebilmektedir. 
Eski çağlardan liman kalıntılarına da rastlanmıştır. Girişte para alınmasının nedeni bilhassa bu antik kalıntılardır. Sedir Adası'nın denizi lacivert, turkuaz ve mavi karışımıdır. Türkiye’de görülmesi gereken yerlerin başında gelen Sedir Adası, zaman içinde turistlerin yoğunluğu nedeni ile sahilindeki değerli kumlar azalmıştır. Bazı insanlar değerli gördükleri için bu kumlardan hatıra almak isterler. Şuan sıkı bir koruma altındadır. Oldukça az kaldığı için çok daha değerlidir. Sahilinde güneşlenmek, şemsiye getirmek gibi aktiviteler de yasaktır. 
Sedir Adası’ndan denize giren insanlar, sadece çıkıp duşlarını alırlar. Ayrıca yat gezileri ile birlikte Sedir Adası’nın değişik güzelliklerine tanıklık edebilirsiniz. Adanın çevresinde bol şekilde zeytin ağaçları görülür. Buralar eskiden sedir ağaçları ile kaplıyken, zaman içinde yerlerini zeytin ağaçları almıştır. Sedir Adası’nın tadına varabilmek için sakin bir gün seçmelisiniz. 
Bugünde denizine rahatça girebilir, akşam yürüyüşünü incecik kumsallar içinde yürüyerek gerçekleştirebilirsiniz. Sedir Adası günümüz ve antik yaşantıyı bir arada harmanlamış doğal bir cennettir. Bu cennetteki güzellikleri görmek eminim sizi de, değişik yerlere götürecektir.
Sedir Adası
23:41

Sedir Adası

Kaz Dağları, Balıkesir’in Edremit ilçesinin sınırları ininde, Çanakkale’ye 90 km uzaklıktadır. Kaz Dağları’nın bitki zenginliği insanın başını döndürür. 
Uzun çam ağaçları ve geniş bir hayvan populasyonundan oluşur. Bu muhteşem manzaranın sağladığı bol oksijen miktarı, size sağlıklı bir nefes hakkı tanır. İnsanların dinlenme ve huzur bulma amaçlı tatil yeri olarak tercih ettiği yer olan Kaz Dağları, mitolojik dönemlere de bol miktarda ev sahipliği yapmış bir yerdir. 
Antik çağlardaki adı İda’dır. İlk güzellik yarışmasının burada yapıldığı söylenmektedir. Antik çağlardaki yapılan güzellik yarışmasında birinci Afrodit seçilmiştir. Değişik mitolojik hikayeler barındıran Kaz Dağları’nda dolaşırken bol oksijen alarak doğayı incelemek oldukça zevklidir. Tam güneş tepede iken, bir çam ağacının gölgesine oturup dinlenmek çok huzur vericidir. Kuş seslerinin eşliğinde Kaz Dağları’nın en tepesine tırmanmaya çalışırsanız, eşsiz bir manzarayla karşı karşıya gelirsiniz. 
Kendinizi adeta Zeus gibi hissedersiniz. Antik çağdaki hikayelerini duydukça tepeye tırmanma duygunuz daha da güçlenir. Kaz Dağları’nın yüksekliği 1774 metredir. En yüksek tepesi Sarıkız’dır. Efsanevi hikayelere sahip olan Sarıkız tepesi de görsel açıdan bir şölen gibidir adeta. Çok farklı ağaç çeşitlerine sahip olan Kaz Dağları’nın eteklerinde köyler bulunur. Bu alanlarda zeytincilik yapılır. 
Son zamanlarda Kaz Dağları siyanürle altın arama konusunda oldukça hırpalanmıştır. Ağaçlar yok edilip altın arama işleri yapılmaktadır. Doğa katliamının insan hayatı kadar değeri vardır. Üstelik Kaz Dağları en çok oksijene sahip doğal bir cennettir. Ağaçların kıyımı yerli halkı isyan ettirmiştir. 
Çıkacak olan altınların getireceği ekonomik kazanç, hiçbir ağacın kıyımından önemli değildir. Son yıllarda çıkan yangınlara inat, hala güzelliğinden bir şey kaybetmemiştir. İnsanların bu durumda daha duyarlı ve temkinli davranmaları gerekir. 
Kaz Dağları’nın efsanevi ve görsel güzelliklerini korumak bizim görevimiz olmalıdır. Hafta sonları bu güzel cenneti görmek için turlar eşliğinde gezilere katılabilirsiniz. Bir dağ manzarasının bu denli mükemmel olduğunu görmeden anlayamazsınız.
Kaz Dağları
23:17

Kaz Dağları

İznik Gölü, Bursa il sınırları içerisinde bulunan şehrin merkezine 77 kilometre mesafede yer alan Marmara Bölgesi’nın en büyük gölüdür. İznik Gölü özellikle Kış aylarında oldukça durağan bir yapıdadır.
İnsanlar bu gölü ziyaret ettiklerinde, gün batımını izlemeden ayrılmamalıdır. Eşsiz gün batımı ile birlikte, çok güzel manzaralar yakalayabilirsiniz. İznik Gölü’nün kıyı kısımlarında bol miktarda sazlıklar vardır. Gölette yüzmek isteyenler yosun ve sazlıklardan kaçındıkları için gölün ortasında yüzmeyi tercih ederler. Gölün dip kısmı kum değildir. 
Bir sürprizle karşılaşmamak için bilinmesinde fayda vardır. İznik Gölü’nün dip kısmında, yosunlu ve çamurlu bir yapı vardır. Yinede yüzmesi oldukça keyiflidir. Suyu tatlı olduğu için, dibinden yüzeye doğru yüzerken biraz zorlanabilirsiniz. Sazan ve yayın balıkları İznik Gölü’nde neslini devam ettiren çok lezzetli balıklardandır. Yılın 3 ayı balık avcılığına yasak getirilir. 
Ayrıca, İznik gölünün çevresinde çadır kuran yerli turistlere de rastlanır. Burada gönlünüzce piknik yapabilir eğlenebilirsiniz. Kuş seslerinin dinlendirici etkisi ve İznik gölünün muhteşem manzarası ile karnınızı doyurmak çok zevklidir. Oturduğunuzda gölü seyredebileceğiniz restoranlarında değişik balık tatlarına bakabilirsiniz. Bu civarda yaşayan halk genellikle zeytin üretimi yapar. 
Zeytin ağaçlarının sulamasını İznik gölünden sağlayan halk, aynı zamanda çeşitli meyve ve sebze üretimi de yapar. İznik Gölü çevresinde en yaygın üretim türü zeytinciliktir. Kışın gittiğinizde değişik bir doğa ile karşılaşırsınız. Gölün çok durgun olduğu ve ağaçların bembeyaz görüntüsünün buna eşlik ettiği bir manzarayı hayal etmek bile güçtür. Bu güzelliği kış aylarında da tatmak isteyen insanlar, fotoğraf makineleri ile İznik gölünü ziyaret ederler. Görüldüğü gibi İznik Gölü sadece görsel zevkinize değil, damak zevkinize de hitap eden bir dinlenme yeridir. 
Yaşanılan ortamın verdiği sıkıntılardan uzaklaşmak için tercih edilebilecek doğal güzellikler arasındadır. Yemyeşil çimlerine uzanıp doğanın mis gibi kokusunu içinize çekmek için, ziyaret etmekte hala geç kalmış sayılmazsınız.
İznik Gölü
23:18

İznik Gölü


Pamukkale, Denizli’nin ve Türkiye’nin turistik önemli turistik merkezidir. Denizli ilinin merkezine tam olarak 15 km uzaklıktadır. Bu doğa harikası bembeyaz yapısı ile yabancı turistlerin de fazlasıyla ilgisini çekmektedir.
2700 metre uzunluğunda ve 160 metre yüksekliğindeki Pamukkale’den aşağıya doğru akan suların her tür ısıda olması eşsiz bir doğa olayıdır. İstediğinizde sıcak sularında dolaşırken, çok sıcak olduğunda soğuk sularında serinleyebilirsiniz. Eski zamanlarda daha fazla su akışı yaşanırken şimdilerde akan su miktarı daha azdır. Bu durumda Pamukkale’nin biraz kararmasına neden olmuştur. 
Çalışmalar bütün hızla devam edip Pamukkale’nin yapısı düzeltilmeye çalışılmaktadır. Karşıdan bakıldığında adeta pamuk gibi görünen bu eşsiz yapı, eski Bizans ve roma dönemlerini güzel bir şekilde yansıtmaktadır. Tepe kısmında Hierapolis adında antik kenti bulunur. Bu kentteki Bizans kalıntıları size tarihi açıdan da turistik bir mekan izlenimini verir. Kral yolunda yürümekten ayrı bir tat alırsınız. Pamukkale’nin alt kısmında yapay bir göl uzanır. 
Bu gölün etrafı piknik yapmak isteyen insanlarla doludur. Pamukkale’yi gezerek acıkan insanlar burada soluklanıp, yemeklerini yerler. Ayrıca Pamukkale’deki antik havuz turistlerin oldukça ilgisini çeker. Pamukkale’ye giriş ücreti 20 TL’dir. Müze kartı ile de Pamukkale’yi ücretsiz gezme imkanına sahip olursunuz. Pamukkale'de gezilirken mutlaka ayakkabıları çıkarmanız istenir. Böyle doğal bir güzelliğin yapısının bozulması istenmez. Kararmaya çok müsait olan, beyaz alanlar bekçiler tarafından güzel bir şekilde korunmaya alınmıştır. İnsanların son zamanlarda Pamukkale’nin tarihine önem vermedikleri ve çöpler ile etrafı kirlettikleri gözlemlenmiştir. 
Duyarlı olmak ve turizm değerlerimize sahip çıkmak asıl görevimiz olmalıdır. Pamukkale dünyada eşi benzeri olmayan bir yapıdır. Bu yapının doğal güzelliğini kaybetmemesi adına, gidildiğinde dikkatli davranılmalıdır. Yapısı daha fazla bozulmadan, insanoğlunun burayı da tahrip etmeden, bu beyaz cenneti görmek için acele etmelisiniz. 
Bİr önceki yazımızda turistik bir yer olan Bolu Gölcük  hakkında bilgileri bulabilirsiniz.
Pamukkale
22:56

Pamukkale

Gölcük, Bolu’ya 13 km uzaklıkta bir doğal görsel şölendir. Ankara’ya 210 ve İstanbul’a 250 km uzaklıkta muhteşem bir göl olan Gölcük’ün çevresinde konaklayacak yer olmadığı için, gelen turistler genelde piknik ve dinlenme amaçlı ziyaret ederler. 
Gölcük’ün sahip olduğu güzel manzarası ile birlikte göl kenarında yer alan büyük bir malikane görürsünüz. Burası Orman Bakanlığı’nın konuk evidir. Yan tarafında kır gazinosu bulunmaktadır. Bu muhteşem malikane Gölcük resimlerine ayrı bir güzellik katar. 
Çevresinde bol miktarda çam ağaçları bulunan Gölcük, bol oksijen miktarı ile adeta başınızı döndürür. Bu görsel şölene eşlik ederken kendinizi bir masalın içinde hissedersiniz. Gölet kıyısında yürüyüş yaparak, yemyeşil ağaçların ve huzurlu bir mekanın tadını çıkarırsınız. Ayrıca Gölcük Gölü’nde kayık kiralayarak gölette gezinti yapabilirsiniz. 
Senenin bazı aylarında burada balık tutmak serbesttir. Balık tutmaya meraklı kişiler bu aylarda göle gelerek stres atmaya çalışırlar. Gölcük Gölü’nün çevresinde bolca piknik alanı bulunur. Mangal yapıldıktan sonra uzun yürüyüşler yapılarak, temiz hava ciğerlere doldurulur. Görselliğinin bu denli güzel olmasının yanında, Abant Gölü’nden daha küçüktür. Ama kesinlikle temiz havası ve huzurlu ortamı ile hiçbir göletle yarıştırılamaz. Milli park ilan edilmesinin sebebi de buradan kaynaklanır. 
Göl çevresine araba park edilmez. Adeta korumaya alınmıştır. Egzoz gazı gibi havaya zararlı hiçbir etken yoktur. Bu durum bol şekilde temiz hava almanızı sağlar. Fotoğrafçıların her sene büyük ölçüde ziyaret ettikleri Gölcük, kış mevsiminde inanılmaz manzaralar sergiler. 
Ağaçların üzerindeki beyaz örtü masalsı bir manzaradır. Nisan ve mayıs aylarında yeşil renginin çeşitli kombinasyonları bir araya gelir. Dağın eteklerine kurulan ve çevresinde ormanlık bir alan bulunduran Gölcük, ölmeden önce görülmesi gerekilen yerlere muhakkak eklenmelidir. Sakinlik ve huzurun adresi olan Gölcük, kısa tatil zevkiniz için çok doyurucu olacaktır.
Bolu Gölcük
16:48

Bolu Gölcük

Erdek, Balıkesir ilinin Bandırma ilçesine bağlı bir tatil yöresidir. Marmara Denizi’nde bulunan tatil beldelerinin en çok tercih edileni olan Erdek’in bu kadar popüler olmasının nedeni doğal güzelliği ve ulaşım kolaylığıdır. 
İstanbul’dan Bandırma seferleri ile Erdek’e ulaşmak mümkündür. Tatilcileri genelde Bursa, Bandırma ve İstanbul’dan gelen yerli turistlerden oluşur. Erdek tam bir aile tatil anlayışının hüküm sürdüğü bir cennettir. Çok sayıda çay bahçesi ve cafe bulunur. İnsanlar sahil boyunca Erdek akşamlarını şenlendirirler. Çekirdek çitleyerek koyu muhabbetlere dalarlar. Akşamları çay bahçeleri oldukça doludur. 
Bu sıcak tatil anlayışı içinde, dostluklar daha da kenetlenir. Erdek soğuk bir denize sahiptir. Rüzgar ters yönde estiği zamanlarda, denizinde bol miktarda deniz anası görülür. Ayrıca Ocaklar ve Karşıyaka beldeleri de tatil için oldukça uygundur. Erdek merkezinde ihtiyaçlarınız için bir çok dükkan bulunur. Genelde çay bahçeleri ile meşhurdur. Kalacak yer olarak pansiyonculuk anlayışı oldukça gelişmiştir. Burada yaşayan halk evlerini tatilcilere açarak geçimlerini sağlarlar. 
Zeytini, limonatası ve koruk suyu meşhurdur. Ayrıca Erdek’te, askeri kamp da vardır. Askeri kamp size birçok açıdan güzel bir tatil imkanı sağlar. Gündüzleri denize girerek, akşamları sahil boyunca yürümek size çok iyi gelir. Birçok balığında tadına varabileceğiniz restoranları mevcuttur. İnsanlar neşe ve huzur içinde geçen bir gün sonunda; lezzetli balıkları yiyerek, damak zevklerini şenlendirirler. Erdek'ten Avşa Adası'na motorlar tur düzenlemekte ve Marmara Denizi'ndeki bir başka turizm merkezine ulaşılabilinmektedir.
Erdek’in eski adı Arktonnesos’tur. Çok eski tarihlerden bilinen bir yapısı olduğu için, kendinizi tarihin içinde bulabilirsiniz. Yüksek bir tepeye çıkıp ayın batışını izlemek de Erdek’te alabileceğiniz ayrı bir keyiftir. Hatta en güzel gün batımının burada olduğu söylenir. Meşhur Seyit Gazi tepesine çıkarak, Erdek’in güzelliklerine bir kez daha hayran olabilirsiniz. Erdek’te tatil anlayışı genelde aileye yönelik olmakla birlikte; son zamanlarda gençler için açılan cafelerle de gençlerin gözde mekanlarından biri olmuştur. 
Anlatılanların eksik kalacağı Erdek tatil beldesi, yerinde yaşanarak keşfedilmelidir. Sizinde istediğiniz huzur dolu bir tatilse, vakit kaybetmeden yola düşmelisiniz.
Erdek
09:09

Erdek

Gezilecek Yerler